Film Yorumu | The Pianist (2002)




Filmin Adı: Piyanist
Orjinal Adı: The Pianist
Yönetmen: Roman Polanski
IMDB Puanı: 8.5/10
Benim Puanım: 10/10


Konu |

Wladyslaw Szpilman, savaş patlak verdiğinde 27 yaşındaydı ve Polanya'nın geleceği en parlak konser piyanistlerinden biriydi. Luftwaffe'de radyo istasyonu bombalandığında Chopin'in C minor nocturne'nü çalıyordu. Tüm yahudiler gibi o ve ailesi de evlerinden çıkartılarak Varşova gettolarına sürülmüştü.

Bu çok yetenekli genç adam yeni yaşamında karaborsacıların ve işbirlikçilerin eğlendiği barlarda çalmaya başlamıştır. İşte bu işbirlikçilerden biri onu ve ailesini ölüme götüren esir kampı trenlerinden birinden kurtarmıştır. Savaş fısıltıları, direnişçiler ve sürpriz bir Alman subayı sayesinde Szpilman saavaşta yaşamaya çalışır.



'İnsanların öldüğü hiçbir dava haklı değildir.'

Yakın geçmiş konulu filmlerin köpeği olan ben yine herkesin izlediği ve hayranlık beslediği bir filmi çoook çoook sonralar izlemiş oldum. Tarihi genel anlamda sevmeme ek olarak yakın geçmişleri daha çok seviyorum. Bu tarz filmler ve diziler beni gerçekten etkiliyor. 

Bu filmde 2. Dünya Savaşı sırasında geçen bir film. Burnu Karadeniz'liden hallice olan piyanist abimizin yaşadıklarını, Almanlardan saklanmaya çalışını ve o dönemin çatışmalarını filmde çok güzel bir şekilde görüyoruz. Yaklaşık 1-2 hafta önce 'Hayat Güzeldir' filminde de 2. Dünya Savaşı konu alınmıştı ama orada daha çok toplama kamplarını ve bir babanın çocuğu için yaptıklarını seyretmiştik. Burada ise toplama kamplarının dışarısında kalan savaş tutsaklarının ve yahudilerin neler yaşadığını görüyoruz.

 


Böyle filmler izledikçe insanoğluna olan inancım kesinlikle azalıyor. Ben özümüzde iyilik olduğuna inanmak istesem de ne yazık ki böyle değil. Dil-din-ırk farklı diye bir insanın başka bir insana zulm etmesi, onun canını alması kesinlikle kabul edilmemesi gereken bir durumken. Bunu yıllar yıllar öncesinde aşmış olmamız gerekirken hala 2017 yılında insanlara bunu anlatmaya çalışıyoruz malesef. 

2017 yılında insanlara tecavüzün yanlış olduğunu, kadınlara şiddet uygulanmaması gerektiğini, çocukları sadece güldürmemiz, mutlu etmemiz gerektiğini onları taciz etmeyip, şiddet uygulamayıp, küçük kızlarımızı bir takım maddi şeyler karşılığında gelin etmememiz gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz ne acı ki. 

Konudan uzaklaştığımın farkındayım ama bunların gerçekten hepimizin vicdanını sızlatan şeyler olduğunu düşünüyorum. 

Umarım hepimiz iyi insanlar olmak için elimizden geleni yaparız. Ve 'insan' gibi yaşayabilme standartlarımızı yükseltiriz.

Filmi hala izlemeyen olduğunu düşünmesem de eğer izlemeyen var ise kesinlikle izlemeli. Yazıma filmin en bilinen sahnesi olduğunu düşündüğüm bir sahne ile veda ederken size; 

İyi seyirler diliyorum...


0 yorum:

Yorum Gönder